Makaleler

Bilirkişi Hakim Yerine Geçebilir Mi?

Bilirkişi Hakim Yerine Geçebilir Mi?

Bilirkişinin Tanımı ve Hukuki Çerçevesi

Bilirkişilik Kanunu’nun (“BK”) 2/1-b maddesinde, bilirkişinin tanımı şu şekilde yapılmıştır:
“Çözümü uzmanlığı, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hâllerde oy ve görüşünü sözlü veya yazılı olarak vermesi için başvurulan gerçek veya özel hukuk tüzel kişisi.”
Bilirkişi, bu alanda uzmanlık sahibi, yeterli donanıma ve bilgiye sahip bir kişidir.

Bilirkişinin Hukuki Sınırları ve Yapabileceği İşlemler

BK’nın 3/1. maddesinde, bilirkişinin görevleri belirlenmiştir:
“Bilirkişi, raporunda çözümü uzmanlığı, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hususlar dışında açıklama yapamaz; hukuki nitelendirme ve değerlendirmelerde bulunamaz.”
Bu, bilirkişinin yalnızca teknik ve özel bilgiyi gerektiren konularda görüş bildirebileceğini, hukuki değerlendirme yapamayacağını açıkça belirtmektedir.
Ayrıca, 3/3. madde ise “Genel bilgi veya tecrübeyle ya da hâkimlik mesleğinin gerektirdiği hukuki bilgiyle çözümlenmesi mümkün olan konularda bilirkişiye başvurulamaz” diyerek bilirkişinin sınırlarını netleştirmektedir.

Hukuk Muhakemeleri Kanunu’ndaki Düzenlemeler

Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (“HMK”) 279/4. maddesi de, bilirkişinin hukuki değerlendirme yapamayacağını belirtmektedir:
“Bilirkişi, raporunda ve sözlü açıklamaları sırasında, hukuki değerlendirmelerde bulunamaz.”

Yargıtay Kararları ve Bilirkişinin Rolü

Yargıtay’ın 15. Hukuk Dairesi, 24.10.1991 T., 1991/1695 E., 1991/5031 K. sayılı kararında, bilirkişinin hukuki görüş bildiremeyeceğini ve delilleri takdir etme yetkisinin olmadığını vurgulamıştır:
“Mahkeme, çözümü özel ya da teknik bilgiyi gerektiren hallerde bilirkişi görüşüne başvurur. Hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel ve hukuki bilgi ile çözümü mümkün konularda bilirkişi dinlenemez. Bilirkişi maddi vakalar hakkında görüşünü bildirir. Hukuki sorunlar hakkında görüş bildiremez, delilleri takdir yetkisi de yoktur.”
Bilirkişi raporunun hükme esas alınabilmesi için belirtilen kurallara uygun olması gerektiği ifade edilmiştir.

Bilirkişilik Uygulamasındaki Sorunlar

Uygulamada, bilirkişi raporlarının sıklıkla kanunlara aykırı olabildiği ve hakimin yerine geçmeye çalıştığı gözlemlenmektedir. Birçok durumda, bilirkişiler kendi görev sınırlarını aşarak, yanlı ve sübjektif raporlar hazırlayabilmektedirler. Bu durum, adil yargılamayı tehlikeye sokar ve yargılamada hatalı kararların verilmesine neden olabilir.

Bilirkişilik Görevine Uygunluk ve Denetim

Bilirkişilik, sadece kağıt üzerinde gerekli özelliklere sahip olmakla yeterli bir görev değildir. Bu nedenle, bilirkişilerin mesleki yeterlilikleri ve raporları düzenli olarak denetlenmeli, yetersiz ve hatalı raporlar dikkate alınarak sistematik denetimler yapılmalıdır. Bilirkişi raporlarının hukuki geçerliliği ve mesleki yeterliliği değerlendirilmeli ve sürekli denetimlere tabi tutulmalıdır.

Bilirkişinin Yeniden Seçimi ve Hatalı Raporlar

Bilirkişi, hatalı raporlarını teslim etmiş olsa da, mahkemeler tarafından sürekli aynı bilirkişilere dosya verilmesi, bu hataların devam etmesine sebep olabilmektedir. Bilirkişi değişimi kaçınılmaz olmalı ve aynı bilirkişinin hatalı raporları ödüllendirilerek ek ücretlerle tekrar görevlendirilmemelidir.

Sonuç ve Çözüm Önerileri

Bilirkişilik uygulamasında, hukuki denetimlerin artırılması, bilirkişilerin yalnızca uzmanlık alanlarına uygun görevler üstlenmesi ve yargılamada adaletin sağlanması adına önemli düzenlemelerin yapılması gerektiği açıktır. Bu noktada, hukuka aykırı ve yetersiz raporlar ile adil yargılama hakkı korunmalı, bu tür raporların yargılamada hükme esas alınmaması sağlanmalıdır.

Geçmez Hukuk Bürosu

Bilgi almak için
bizimle iletişime
geçebilirsiniz.