Makaleler

Bilirkişi Raporu Delil Sayılır Mı?

Bilirkişi Raporu Delil Sayılır Mı?

Yargılamada Delil Türleri ve Sınıflandırılması

Yargılama sürecinde mahkemeye sunulan deliller, esas olarak iki ana kategoriye ayrılır: Kesin Deliller ve Takdiri Deliller.

Kesin Delil Nedir?

Kesin delil, hakim için bağlayıcı olan ve yargılama sürecinde kesin olarak vakıayı ispatlayan delillerdir. Bu tür delillerin aksinin iddia edilmesi mümkün değildir. Hukuk yargılamasında, kesin deliller sınırlı bir şekilde sayılmıştır ve bunlar arasında yemin, senet ve kesin hükümler bulunmaktadır.

Takdiri Delil Nedir?

Takdiri delil ise, hakim için bağlayıcı olmayan ve üzerinde takdir yetkisinin kullanılabileceği delillerdir. Bu tür delillerin hükme esas alınmasında hakimin serbest takdiri söz konusudur.

Ceza Yargılamasında Delil Serbestisi

Ceza yargılamasında, hukuk yargılamasından farklı olarak delil serbestisi ilkesi benimsenmiştir. Bu ilkeye göre, ceza muhakemelerinde maddi gerçeğe ulaşmak amacıyla hukuka uygun yollardan elde edilmiş her türlü delil, ispat aracı olarak kullanılabilir.

Bilirkişi Raporu ve Yargılama Sürecindeki Rolü

Hem hukuk hem de ceza yargılamasında önemli bir yer tutan delil türlerinden biri bilirkişi raporudur. Bilirkişi raporuna başvurulabilmesi, özel ve teknik bilgiyi gerektiren bir durumun ortaya çıkması ile mümkündür. Hukuki bilgi ve tecrübe ile çözümlenebilecek sorunlar için bilirkişiye başvurulması mümkün değildir.

Bilirkişi Raporunun Takdiri Delil Olması

Bilirkişi raporları, takdiri delil niteliğindedir ve hakim ya da savcıyı bağlamaz. Hakim, bilirkişi raporunu serbestçe takdir eder. Gerektiği hallerde, bilirkişinin eksikliklerini giderme amacıyla ek rapor alabilir veya raporun yetersiz olduğu durumlarda yeni bir bilirkişi heyeti oluşturabilir.

Bilirkişi Raporuna Aykırı Karar Verilmesi

Hakim veya savcının, yalnızca bilirkişi raporuna dayanarak karar vermesi, hatalı kararların ortaya çıkmasına sebep olabilir. Ayrıca, bu durum, bilirkişinin hakimin yerine geçmesine yol açabilir. Bu sebeple, bilirkişi raporları her zaman takdirle değerlendirilmelidir.

Yargıtay Kararları ve Bilirkişi Raporu

Yargıtay’ın çeşitli dairelerinden alınan kararlar, bilirkişi raporlarının takdiri delil olarak değerlendirilmesi gerektiğini ve hakimlerin bu raporları serbestçe takdir edebileceklerini ortaya koymaktadır.

  1. Yargıtay 15. Hukuk Dairesi Kararı (1991/1695 E., 1991/5031 K.)

    Mahkeme, çözümü özel ya da teknik bilgiyi gerektiren durumlarda bilirkişi görüşüne başvurabilir. Ancak, hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel hukuki bilgiyle çözülebilecek konularda bilirkişi dinlenemez. Bilirkişi raporları yalnızca belirtilen kurallara uygun olduğunda hükme esas alınabilir.

  2. Yargıtay 3. Hukuk Dairesi Kararı (2017/8769 E., 2019/5253 K.)

    Bilirkişi raporları, hakimi bağlamaz. Hakim, raporu yeterli görmezse ek rapor isteyebilir veya yeni bilirkişi atayabilir. Bilirkişi raporları arasındaki çelişkiler giderilmeden karar verilmesi mümkün değildir.

  3. Yargıtay 12. Ceza Dairesi Kararı (2014/4441 E., 2015/6714 K.)

    Mahkeme, olayın çözümünde sorumluluğu belirlemek için öncelikle yerel sorumluyu tespit etmeli ve ardından bu kişilerin eylemlerinin hukuki durumunu değerlendirmelidir. Sadece bilirkişi raporuna dayanarak karar verilmesi, hatalı bir uygulamadır.

  4. Yargıtay 8. Ceza Dairesi Kararı (1975/6525 E., 5960 K.)

    Hakim veya Cumhuriyet Savcısı, ihtisas gerektirmeyen durumlarda bilirkişi raporuna başvurmak zorunda değildir.

  5. Yargıtay 1. Ceza Dairesi Kararı (1991/391 E., 1991/559 K.)

    Hakim, bilirkişi raporlarına bağlı kalmak zorunda değildir. Ancak, özel bilgi ve teknik gerektiren konularda bilirkişi tayini zorunludur.

Geçmez Hukuk Bürosu

Bilgi almak için
bizimle iletişime
geçebilirsiniz.