HMK 266. Madde:
Mahkeme, hukuk dışında özel veya teknik bilgiyi gerektiren hâllerde, taraflardan birinin talebi üzerine veya kendiliğinden bilirkişinin görüşüne başvurur. Ancak, hukuki bilgi gerektiren konularda bilirkişiye başvurulamaz.
Madde metninden açıkça anlaşılmaktadır ki, bilirkişinin alanında uzman olması ve özel ya da teknik bilgilere yeterince hakim olması gerekir.
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2019/4959 E., 2019/6880 K. sayılı kararında, bilirkişinin yetersiz ve elverişsiz inceleme ile rapor düzenlemesi durumunun hatalı olduğuna karar vermiştir:
“Bilirkişilerin uzmanlık alanları itibariyle kazaya konu olayın tüm yönlerini kapsayan bilimsel ve teknik bilgiye sahip bulunmadıkları ve yetersiz rapora dayalı karar verildiği anlaşılmaktadır.”
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2016/18447 E., 2019/8027 K. sayılı kararında ise, bilirkişinin yalnızca kendi uzmanlık alanında görev yapabileceğini belirtmiştir:
“Bilirkişi, yalnızca uzmanlık alanına giren konularda rapor hazırlayabilir.”
CMK 63/1. Madde:
Bu maddeye göre, bilirkişinin görüşüne başvurulabilmesi için çözümü özel ya da teknik bilgiyi gerektiren bir durumun olması gerekmektedir. Yine, bilirkişinin uzmanlık alanında olması, yeterli bilgi ve donanıma sahip olması gerektiği vurgulanmaktadır.
Yargıtay 8. Ceza Dairesi 2015/19232 K. sayılı kararında, bilirkişinin görev sınırları açıkça belirtilmiştir:
“Bilirkişinin, kendisine verilen görevler çerçevesinde görüş bildirmesi gerekmektedir. Bilirkişi, yalnızca belirli teknik ve özel bilgi gerektiren konularda ve hâkimin belirlediği görev çerçevesinde rapor hazırlamalıdır.”
Hem HMK hem de CMK kapsamında bilirkişi, alanında uzman ve yeterli bilgi ve donanıma sahip olmalı ve yalnızca kendisine verilen görev çerçevesinde çalışmalıdır. Bu, yasal bir zorunluluk olup, bilirkişinin görev sınırları dışına çıkmaması gerektiği yargı kararlarında vurgulanmaktadır.
Geçmez Hukuk Bürosu