Anayasa’nın 36. maddesinde “Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir. Hiçbir mahkeme, görev ve yetkisi içindeki davaya bakmaktan kaçınamaz.” ifadeleriyle düzenlenen hak arama hürriyetinin temel unsuru, mahkemeye erişim yani dava açma hakkıdır.
Hak arama hürriyetine bazı sınırlamalar getirilmiştir. Bu sınırlamalardan en önemlisi, dava açma süresine ilişkin hak düşürücü sürelerdir. Anayasa’nın 13. maddesine göre, temel hak ve hürriyetlerin yalnızca kanunla sınırlanabileceği belirtilmiştir. Bu bağlamda, dava açma süreleri de ancak kanunla belirlenebilir.
Anayasa’nın 40. maddesinin ikinci fıkrasına göre, Devlet, idari işlemlerinde bireylerin hangi kanun yollarına başvuracaklarını ve dava açma sürelerini belirtmek zorundadır. Aksi takdirde, bu tür işlemlere karşı açılan davaların süresinin başlamayacağı, dolayısıyla hak ihlaline yol açılmayacağı Danıştay kararlarında vurgulanmıştır. Yargı mercileri, ilgili kanun yolları ve başvuru süreleri belirtilmeyen işlemler nedeniyle açılan davaların süre aşımından reddedilemeyeceği sonucuna varmışlardır.
Danıştay’ın bu konudaki katı uygulamaları şöyledir:
Geçmez Hukuk Bürosu