Makaleler

HTS Kayıtları Delil Olarak Nitelendirilebilir Mi?

HTS Kayıtları Delil Olarak Nitelendirilebilir Mi?

Haberleşme Özgürlüğü ve Hukuki Çerçeve

Anayasa’nın 8. maddesinde, bireylerin haberleşme özgürlüğü açıkça güvence altına alınmıştır. Bu maddeye göre, haberleşmenin gizliliği esastır ve yalnızca belirli şartlar altında, örneğin millî güvenlik, kamu düzeni gibi nedenlerle, hâkim kararı olmaksızın haberleşme engellenemez. Ancak, teknolojinin gelişmesi ve suç oranlarındaki artış, kamu güvenliğini sağlamak adına bu özgürlüğe müdahale edilmesini zorunlu kılabilmiştir. Bu yazıda, Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 135. maddesinde yer alan "İletişimin tespiti, dinlenmesi, kayda alınması" düzenlemesi çerçevesinde, HTS (Haberleşme Takip Sistemi) kayıtlarının delil niteliği incelenecektir.

Ceza Muhakemesi Kanunu’nda İletişimin Tespiti, Dinlenmesi ve Kayda Alınması

Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 135. maddesi, suç soruşturması ve kovuşturmasında, suç işlendiğine dair somut delillere dayanan kuvvetli şüphe bulunması durumunda, hâkim veya gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde Cumhuriyet savcısının kararıyla iletişimin tespit edilmesine, dinlenmesine ve kayda alınmasına olanak sağlar. Ancak, bu tedbirin uygulanabilmesi için belirli şartların sağlanması gerekmektedir. Kanun koyucunun öngördüğü şartlar sağlandığında elde edilen deliller hukuka uygun kabul edilir ve mahkemede geçerli olabilir.

HTS Kayıtlarının Delil Niteliği

HTS kayıtları, kişiler arasında gerçekleşen telefon görüşmeleri veya mesajlaşmaların kaydını içerir. Ancak, bu kayıtların içeriği tespit edilemediği takdirde, sadece görüşme yapıldığını gösteren bir delil niteliğinde kalır. Bu durumda, HTS kayıtları, sanığın aleyhine doğrudan delil olarak kullanılamaz. Ancak, bu kayıtlar, özellikle başka delillerle desteklendiği durumlarda, ek bir delil olarak değerlendirilebilir ve suçun aydınlatılmasına yardımcı olabilir.

Yüksek Mahkemelerin HTS Kayıtları ile İlgili Kararları

Yüksek Mahkemeler, HTS kayıtlarının kullanımını ve delil niteliğini değerlendirirken, her somut olayı ayrı ayrı incelemektedir. Örneğin, Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi’nin 2019 tarihli kararında, sadece bir görüşme ve mesajlaşmanın kaydının, içeriği belirlenemediği sürece delil olarak kullanılamayacağına ancak bu tür kayıtların, sanığın örgüt üyeliği gibi suçlarla ilişkisini ortaya koyan diğer delillerle desteklendiğinde geçerli bir delil niteliği taşıyabileceği ifade edilmiştir. Aynı şekilde, Yargıtay’ın 2011 tarihli kararında, içerik tespit edilemeyen telefon görüşmelerinin, sanık hakkında mahkûmiyet hükmü kurulmasında tek başına kullanılmaması gerektiği belirtilmiştir.

HTS kayıtları, haberleşme özgürlüğünün sınırlarını çizen yasal çerçeve içinde, yalnızca hukuka uygun şekilde elde edildiğinde delil niteliği taşıyabilir. İçeriği tespit edilemeyen bu tür kayıtlar, sanık aleyhine kullanılamaz; ancak, başka delillerle desteklendiğinde, suçun delillendirilmesine katkı sağlayabilecek bir araç olabilir. Bu nedenle, HTS kayıtlarının her somut durumda dikkatle değerlendirilmesi ve hukuki çerçevede kullanılması gerekmektedir.

Geçmez Hukuk Bürosu 

Bilgi almak için
bizimle iletişime
geçebilirsiniz.