İnternetin herhangi bir kişi veya kuruma bağlı olmaması, hukuki düzenlemelerin yapılmasını zorlaştırmaktadır. İnternet, özgürlük ortamı olarak görülmekte ve gereksiz hukuki kısıtlamalardan kaçınılmaktadır. Ancak, internet aracılığıyla gerçekleştirilen saldırılar, failin tespit edilmesi ve saldırının önlenmesi konularında zorluklar yaşanmasına neden olmuştur. Bu durum, kontrol mekanizmalarının getirilmesi ihtiyacını ortaya çıkarmıştır.
Doktrindeki tanımlara göre kişilik hakkı, kişinin toplum içindeki saygınlığını ve kişiliğini serbestçe geliştirmesini temin eden haklar bütünüdür. Hem bedensel hem de ruhsal bütünlüğü kapsayan bu hak, günümüzde internet aracılığıyla yapılan ihlallerle karşı karşıya kalmaktadır. İnternet, kişilik haklarına karşı yapılan saldırıların da kaynağı olabilir ve uluslararası hukuki problemler doğurabilir.
İnternet üzerinden kişilik haklarına yönelik çeşitli saldırı türleri şunlardır:
Alan adları, web siteleri ve e-posta adresleri, kişilerin gizli hayat alanını etkileyebilir. Alan adı kaydı ODTÜ tarafından yapılmakta olup, bazı durumlarda marka hakkı ve isim hakkı ihlalleri yaşanabilir. Elektronik postalar da kişilik haklarını ihlal edebilir ve haberleşme gizliliği Anayasa ile korunmaktadır. Spam gönderme, Amerika Birleşik Devletleri’nde cezalandırılan bir eylem olarak kabul edilirken, Türkiye’de mevzuat eksiklikleri söz konusudur.
5651 sayılı Kanun’un "Bilgilendirme Yükümlülüğü" başlığı altında, içerik sağlayıcıların kullanıcı bilgilerini internet ortamında güncel ve erişilebilir şekilde bulundurmaları gerektiği belirtilmiştir. İçeriğin dağıtımında rol oynayanların sorumluluğu bu hüküm altına alınmıştır.
Manevi tazminat, kişilik haklarına karşı işlenen ihlallerle meydana gelen üzüntü ve ıstırabın giderilmesini amaçlar. Doktrinde çeşitli görüşler bulunmaktadır:
Manevi tazminat talebinde bulunabilmek için ihlal edilen fiilin hukuka aykırı olması, manevi zarar doğurması ve failin kusurlu olması gerekmektedir. Tazminat talebi, zarar gören kişi, ayırt etme gücüne sahip küçük veya kısıtlılar, ve mirasçılar tarafından yapılabilir. Ayrıca tüzel kişiler ve müteselsil sorumlu kişilere karşı da tazminat talebi mümkün olabilir.
TBK m.58 gereği hakim, manevi tazminata hükmedebilir veya başka bir yaptırım kararlaştırabilir. Yargıtay’ın kararına göre, hakim somut olayın özelliklerine göre bir yaptırım belirlemelidir. Hakimin takdir yetkisi, tarafların sosyal ve ekonomik durumu, fiilin türü ve işleniş biçimi gibi kriterlere dayanır.
Geçmez Hukuk Bürosu