Türk Ceza Kanunu’nda düzenlenen işaret ve engel koymama suçu, topluma karşı işlenen bir suç olarak, genel tehlike yaratan durumlarla ilgilidir. Bu suç, kamuya açık alanlarda yapılan işlerin güvenliği ve insanların zarar görmesini önlemek amacıyla belirlenmiştir. İşte bu suçun tanımı, hukuki boyutu ve örnek yargı kararları:
TCK Madde 178: İşaret ve engel koymama suçu, herkesin gelip geçtiği yerlerde yapılan işler veya bırakılan eşyalar nedeniyle doğabilecek tehlikeleri önlemek için gerekli işaret veya engelleri koymayan, konulmuş olan işaret veya engelleri kaldıran ya da bunların yerini değiştiren kişiler için düzenlenmiştir. Bu suçun cezası, iki aydan altı aya kadar hapis veya adlî para cezası ile belirlenmiştir.
Bu suç, seçimlik hareketli bir suçtur; yani işaretin kaldırılması veya engel koyulmaması eylemlerinden biri gerçekleştiğinde suç oluşur. Ayrıca, bu suç uzlaştırmaya tabi değildir ve şikayete bağlı suçlar arasında da yer almaz; dolayısıyla savcılık, bu suç için re’sen soruşturma yapma yetkisine sahiptir.
Yargıtay kararları, işaret ve engel koymama suçunun uygulanmasına dair önemli örnekler sunmaktadır. İşte bu konudaki iki önemli Yargıtay kararı:
Yargıtay 8. Ceza Dairesi 2015/17103 K.: Sanığın, Türk Telekom ile yaptığı sözleşme gereği yüklenici olarak aldığı fiber optik kabloların yapımı sırasında şehir içinde herkesin geçiş yaptığı yol üzerinde çukur açıp gerekli işaretleri koymaması nedeniyle, bir aracın çukura düşüp zarar görmesi durumu ele alınmıştır. Mahkeme, sanığın açılan çukur nedeniyle gelenlerin zarar görebileceğini öngörmesine rağmen gerekli tedbirleri almadığı için, bu durumun mala zarar verme suçunu oluşturup oluşturmadığını değerlendirmesi gerektiğini belirterek, yargılamanın bozulmasına neden olmuştur.
Yargıtay 8. Ceza Dairesi 2014/9291 K.: Benzer bir durumda, sanığın belediyeden aldığı içme suyu hattı yenileme işi kapsamında, yine gerekli işaretleri koymadan çukur açması sonucunda aracın zarar görmesi söz konusudur. Mahkeme, burada da sanığın bu durumdan dolayı mala zarar verme suçunu işleyip işlemediğinin değerlendirilmesi gerektiğini vurgulamıştır.
İşaret ve engel koymama suçu, toplumsal güvenliği sağlamayı hedefleyen önemli bir düzenlemeyi temsil eder. Kamuya açık alanlarda yapılan işlerin güvenli bir şekilde yürütülmesi, hem bireylerin hem de toplumun korunması açısından hayati öneme sahiptir. Bu tür suçların önlenmesi ve gerekli tedbirlerin alınması, kazaların ve zararların önüne geçilmesi açısından kritik rol oynamaktadır.
İşaret ve engel koymama suçu, toplumda yaygın olarak karşılaşılan tehlikelerin önlenmesi adına hukuki bir çerçeve sunmaktadır. Bu suçun cezai yaptırımları ve yargı süreçleri, bireylerin ve kurumların sorumluluklarını yerine getirmelerini teşvik ederken, aynı zamanda kamu güvenliğini de sağlamaya yönelik önemli bir mekanizmadır.
Geçmez Hukuk Bürosu