Dijital araçlar işverenler ve çalışanlar için verimlilik sağlar ve esneklik sunar. Ancak, bu araçlar sürekli bir "nöbette olma" kültürü yaratarak çalışanların çalışma saatleri dışında da her zaman "ulaşılabilir" olmalarına neden olabilir. Böylece teknoloji, uzaktan çalışmayı mümkün kılarken, Covid-19 pandemisi ve sokağa çıkma kısıtlamaları uzaktan çalışmayı daha da yaygınlaştırmıştır.
Uzaktan çalışma, kriz anlarında birçok iş yerinde faydalı olmuşsa da, çalışanların iş ve kişisel yaşamları arasındaki sınırları belirsizleştirmiştir. Bu durum, iş-yaşam dengesini olumsuz etkileyebilir ve çalışanların dinlenme haklarını tehlikeye atabilir. Uzun süre ekran karşısında olmak, aşırı yüklenmeye, baş ağrılarına, göz yorgunluğuna ve diğer sağlık sorunlarına yol açabilir. Ayrıca ergonomik olmayan çalışma ortamları kas-iskelet sistemi bozukluklarına neden olabilir.
İşverenlerin dijital araçlarla çalışanlarına her an ulaşabilmesi, çalışanların "ulaşılabilir olmama" hakkını gündeme getirmiştir. Çalışanlar, iş sözleşmesinin bir parçası olarak kişisel haklarını koruma talebinde bulunabilirler. İşçinin kişilik hakkının korunması, iş yerinde ve dışında temel hak ve özgürlüklerin güvence altına alınmasını gerektirir.
Türk Borçlar Kanunu'nun 417. maddesi, işverenlerin çalışanlarının kişilik haklarını koruma yükümlülüğünü düzenler. Yargıtay, bu yükümlülüğün işçilerin şeref, haysiyet ve özel yaşam gibi kişisel değerlerini korumayı içerdiğini belirtmiştir.
İşçinin "ulaşılabilir olmama" hakkı ilk olarak 2004 yılında Fransız Yargıtayı tarafından ele alınmıştır. 2016 yılında Fransız Çalışma Bakanı Myriam El Khomri'nin ismini taşıyan yasa ile bu hak yasal bir düzenleme ile güvence altına alınmıştır. 2017'de yürürlüğe giren bu düzenleme, diğer ülkeleri de etkilemiş, Filipinler, Belçika, Hollanda ve Québec gibi bölgelerde benzer yasalar ortaya çıkmıştır.
Fransa'da, 50 ve üzeri çalışanı olan işverenlerin, çalışma saatleri dışında dijital araçların kullanımına dair düzenlemeleri işçi temsilcileri ile pazarlık yaparak belirlemeleri gerekmektedir. Bu düzenlemelere uyulmaması durumunda işverenin tazminat ödemesi gerekebilir.
Avrupa'nın diğer ülkeleri de bu konuda adımlar atmıştır. İtalya ve İspanya gibi ülkeler, çalışanların dinlenme dönemlerinde bağlantıyı kesme hakkını sağlamaktadır. Ancak ABD'de bu konuda yasal bir düzenleme yapılmamıştır.
Birçok şirket, dijital araçların olumsuz etkilerini azaltmak amacıyla önemli adımlar atmıştır. Örneğin, Volkswagen Almanya’da mesai saatleri dışında e-posta alımını durduran ilk şirket olmuşken, AXA ve Daimler gibi şirketler de benzer uygulamalara geçmiştir.
21 Ocak 2021'de Avrupa Parlamentosu, iş saatleri dışında "bağlantıyı kesme" hakkını destekleyen bir rapor hazırlamıştır. Bu raporda, dijital araçların yarattığı sürekli "nöbette olma" kültürü ele alınmış ve iş-yaşam dengesinin bozulduğu vurgulanmıştır.
Türkiye'de, iş sözleşmelerinde belirlenen azami çalışma süreleri ve dinlenme süreleri uzaktan çalışma koşullarında göz ardı edilmektedir. Çalışma saatleri dışında gelen aramalara yanıt verilmesi gerekebilir ve bu durum çalışanların dinlenme sürelerini etkileyebilir. Bu nedenle, Türkiye'de "ulaşılabilir olmama" hakkı ile ilgili pozitif düzenlemelerin yapılması önem arz etmektedir.
Geçmez Hukuk Bürosu