Limited şirket, bir veya daha fazla gerçek ve/veya tüzel kişi tarafından oluşturulmuş ve bir ticaret unvanı altında faaliyet gösteren bir ortaklık türüdür. Bu şirketler, iktisadi alanlarda faaliyet yürütmekte ve ortaklık borçlarından yalnızca şirketin malvarlığı ile sınırlı bir sorumluluk taşımaktadır. Limited şirketin esas sermayesi belirli bir miktarda olup, ortakların sermaye paylarının toplamına eşittir.
Limited şirket ortaklarının sorumluluğu, sınırlı sorumluluk prensibine dayanmaktadır. Ortaklar, yalnızca taahhüt ettikleri esas sermaye borçları ve şirket sözleşmesinde belirtilen diğer yükümlülüklerin yerine getirilmesiyle sorumludurlar. Ortaklar, bu taahhüt ve yükümlülükleri yerine getirdiklerinde, sorumlulukları bu noktada sona erer. Yani, ortakların sorumluluğu sadece şirketle sınırlıdır ve esas sermaye paylarıyla sınırlı bir şekilde belirlenmiştir.
TTK, genel olarak ortaklarla limited şirket alacaklıları arasında bir ilişki oluşturmaz ve alacaklıların doğrudan ortaklara başvurma hakkını tanımamıştır. Ancak, bu ilkenin önemli bir istisnası bulunmaktadır: şirketin kamu borçlarından dolayı ortakların sorumluluğu.
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkındaki Kanun’un (AATUHK) 35. maddesi, limited şirket ortaklarının kamu alacaklarına karşı kişisel sorumluluklarını düzenlemektedir. Bu maddeye göre, ortaklar şirketten tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen amme alacaklarından, sermaye hisseleri oranında doğrudan doğruya sorumlu tutulurlar ve bu alacaklar kanun hükümleri gereğince takibe tabi olabilir.
Bu konuyla ilgili bazı Yüksek Mahkeme kararları, sorumluluk ilkesinin nasıl uygulandığını göstermektedir:
T.C. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi, E. 2004/10822, K. 2005/7674, T. 14.07.2005: Bu kararda, limited şirketlerde ortakların sınırlı sorumluluk ilkesinin geçerli olduğu, ortakların sadece ortaklığa karşı sorumlu olduğu ve sorumluluklarının esas sermaye payı ile sınırlı olduğu vurgulanmıştır. Kamu borçları açısından ise, ortakların şirketten tahsil imkanı bulunmayan kamu borçlarından sermaye hisseleri oranında doğrudan sorumlu olduğu belirtilmiştir.
T.C. Danıştay 4. Daire, E. 2008/5383, K. 2009/1912, T. 13.04.2009: Bu karar, vergi borcunun şirketten tahsilinin olanaksız hale geldiği durumlarda, ortak olan davacı adına ödeme emirleri düzenlenmesinin hukuka aykırı olduğunu belirtmiştir. Bu durumda, öncelikle kanuni temsilcinin şirketten alacakların tahsili için takip edilmesi gerektiği ifade edilmiştir.
Limited şirketlerin yapısı ve ortaklarının sorumluluğu, sınırlı sorumluluk ilkesine dayanarak düzenlenmiştir. Ancak, kamu alacaklarına karşı ortakların sorumluluğu, bu ilkenin önemli bir istisnasını oluşturmaktadır. Yargıtay ve Danıştay kararları, bu konudaki hukuki çerçeveyi netleştirerek, ortakların sorumluluğunun sınırlarını belirlemekte önemli bir rol oynamaktadır. Limited şirket ortaklarının kamu borçları konusundaki sorumlulukları, hem şirketin sürdürülebilirliğini sağlamak hem de kamu alacaklarının tahsilinde etkinliği artırmak adına önem taşımaktadır.
Geçmez Hukuk Bürosu