İnternet ortamında bir bireye yönelik açıkça yapılan hakaretler, kişinin onurunu ve saygınlığını zedelediğinde hakaret suçu kapsamına girer ve Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 125. maddesi ile cezalandırılır. Sosyal medya aracılığıyla yapılan hakaretler genellikle açık olduğu için, bu tür suçlarda ceza yüzde altıda bir oranında artırılır. Günümüzde, sosyal medya suçları arasında en yaygın olanlardan biri hakaret suçudur. Birçok kullanıcı, sosyal medya üzerinden ulaşılamaz olduklarını düşünerek rahatça hakaret suçu işlemektedir. Bu suçlar, kullanıcıların kendi hesaplarından veya yalnızca bu amaçla oluşturdukları sahte hesaplar aracılığıyla işlenmektedir. Bu nedenle, sosyal medyada hakaret suçu, birçok kullanıcının mağdur olduğu yaygın bir suç türüdür. TCK’nın 125-131. maddeleri arasında hakaret suçu düzenlenmiş ve sosyal medya üzerinden işlenen hakaret suçları bu çerçevede değerlendirilmektedir.
Teknolojinin ilerlemesi ve yeniliklerin ortaya çıkmasıyla birlikte, bilişim araçları kullanılarak işlenen suçlar artmakta ve çeşitlenmektedir. Bu suçlarla mücadelede geleneksel delil toplama yöntemleri genellikle yetersiz kalmaktadır. Bu tür suçlarla mücadelede ve delil toplamada teknik ve özel bilgi gereklidir. Bu sürecin bir ceza avukatı aracılığıyla yürütülmesi, haklarınızın korunması açısından önemlidir. Twitter, Instagram, Facebook ve WhatsApp gibi platformların yaygın kullanımı nedeniyle, bu mecralarda hakaret suçu işlemek oldukça sık görülmektedir. Sosyal medya platformlarından hakaret edildiğinde, bu durum TCK açısından suç teşkil eder. En sık karşılaşılan durumlar şunlardır:
-Twitter’da tweet atarak hakaret etmek,
-Tweet’i retweet yaparak hakaret etmek,
-Tweet’e yorum yaparak hakaret etmek,
-Instagram’da küfürlü yorum yapmak,
-Facebook’ta hakaret içerikli paylaşım yapmak,
-Facebook’ta küfürlü yorum yapmak,
-Twitter, Instagram ve Facebook üzerinden özel mesajla hakaret etmek.
Sosyal medya hesaplarından yapılan hakaret içerikli yorumlar, paylaşımlar veya mesajlar hakaret suçu olarak kabul edilir. Sosyal medyadan işlenen hakaret suçları için verilen ceza, basit hallerde üç aydan iki yıla kadar hapis cezası olabilir ve bu ceza adli para cezasına çevrilebilir. Türkiye’de 56 milyondan fazla sosyal medya kullanıcısı olduğu ve sosyal medyanın günlük yaşamın ayrılmaz bir parçası haline geldiği düşünüldüğünde, ifade özgürlüğü ile hakaret suçu arasındaki ince çizginin farkında olmak önemlidir. Zira bazı ifadeler, insanların ifade özgürlüğü olarak düşündükleri şeyler, hem ceza hukuku hem de Yargıtay içtihatları açısından sosyal medyada hakaret suçu kapsamına girebilir.
Sosyal medya, internetin yaygınlaşmasıyla milyonlarca insan için geniş bir iletişim ağına dönüşmüştür. Bu durum, sosyal medya üzerinden hakaret suçunun işlenmesini değiştirmiş ve kolaylaştırmıştır. Sosyal medya aracılığıyla, çok sayıda kişiye karşı hızlı ve kolay bir şekilde hakaret suçu işlenebilir. TCK kapsamında, Twitter, Instagram, Facebook ve WhatsApp gibi platformlarda işlenen hakaret suçlarına sosyal medya hakaret suçu denir. Sosyal medya hakaret suçları, mağdurun yüzüne karşı olduğu gibi, yokluğunda da işlenebilir. Sosyal medya hakaret suçları için suç duyurusunda bulunma ve tazminat talep etme hakkınız bulunmaktadır.
Sosyal medya platformlarında sıkça karşılaşılan sorunlardan biri de hakaret suçudur. 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun “Şerefe Karşı Suçlar” başlıklı sekizinci bölümünde yer alan ve 125. maddede tanımlanan hakaret suçu, bir kişinin onur, şeref ve saygınlığını zedeleyecek eylemleri kapsar. Bilişim yoluyla işlenen hakaret suçu, sosyal medya üzerinden yapılan hakaretlerin yanı sıra diğer bilişim kanallarını da içerir. Örneğin, e-posta yoluyla yapılan hakaretler, sosyal medya kapsamına girmese de bilişim yoluyla işlenmiş sayılır. Özellikle iş yerlerinde ve ticari faaliyetler sırasında karşılaşılan bilişim yoluyla hakaret suçları, TCK’nın 125. maddesi kapsamında değerlendirilir.
Bilişim yoluyla işlenen hakaret suçlarında, TCK’nın 125. maddesinin ikinci fıkrası uygulanır. Bilişim suçları, sesli, yazılı veya görüntülü bir ileti aracılığıyla işlenmelidir. Suçun oluşabilmesi için, kişinin şeref veya saygınlığını zedeleyecek somut bir olayın isnat edilmesi veya sövme eyleminin gerçekleştirilmesi gerekmektedir. Bu şartlar sağlandığında, bilişim yoluyla hakaret suçunun işlendiği kabul edilir.
Sosyal medyada hakaret suçu, TCK’nın 125. – 131. maddeleri arasında düzenlenmiştir. Bu maddeler, sosyal medyada hakaret suçunun temel ve nitelikli hallerini, cezalarını ve yargılamaya ilişkin hususları içerir.
Hakaret
Madde 125 - (1) Bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat eden (...)[49] veya sövmek suretiyle bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığına saldıran kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır. Mağdurun gıyabında hakaretin cezalandırılabilmesi için fiilin en az üç kişiyle ihtilat ederek işlenmesi gerekir.
(2) Fiilin, mağduru muhatap alan sesli, yazılı veya görüntülü bir iletiyle işlenmesi halinde, yukarıdaki fıkrada belirtilen cezaya hükmolunur.
(3) Hakaret suçunun;
a) Kamu görevlisine karşı görevinden dolayı,
b) Dini, siyasi, sosyal, felsefi inanç, düşünce ve kanaatlerini açıklamasından, değiştirmesinden, yaymaya çalışmasından, mensup olduğu dinin emir ve yasaklarına uygun davranmasından dolayı,
c) Kişinin mensup bulunduğu dine göre kutsal sayılan değerlerden bahisle,
İşlenmesi halinde, cezanın alt sınırı bir yıldan az olamaz.
(4) (Değişik: 29/6/2005 – 5377/15 md.) Hakaretin alenen işlenmesi halinde ceza altıda biri oranında artırılır.
(5) (Değişik: 29/6/2005 – 5377/15 md.) Kurul hâlinde çalışan kamu görevlilerine görevlerinden dolayı hakaret edilmesi hâlinde suç, kurulu oluşturan üyelere karşı işlenmiş sayılır. Ancak, bu durumda zincirleme suça ilişkin madde hükümleri uygulanır.
Sosyal medyada bir kişinin onuruna ve saygınlığına zarar verecek şekilde hareket etmek veya sözler sarf etmek, Türk Ceza Kanunu’nun 125. maddesi uyarınca üç aydan iki yıla kadar hapis veya adli para cezası ile cezalandırılabilir. Bu tür suçlar için ceza, aleni işlenmişse, yani herkesin görebileceği bir ortamda gerçekleşmişse, basit duruma göre %16.67 oranında artırılır. Örneğin, sosyal medya aracılığıyla işlenen hakaret suçundan dolayı bir yıl hapis cezası verilirse, bu ceza 1 yıl 2 ay hapis cezasına çıkarılabilir.
Bilişim yoluyla işlenen hakaret suçları, sosyal medya platformları dışında da gerçekleşebilir. Eğer suç sosyal medya üzerinden paylaşılmamışsa, aleni olarak kabul edilmez ve genellikle daha hafif cezalar uygulanır. Eğer hakaret suçu şartları oluşmuşsa, mağdur tarafından hukuk mahkemelerinde manevi tazminat davası açılabilir.
Sosyal medyada hakaret suçu, genellikle 125. maddenin ikinci fıkrasında belirtilen koşullar altında işlenir. Ancak, suç sosyal medya üzerinden geniş kitlelere açık bir şekilde işlenebilir. Özellikle yüksek takipçi sayısına sahip hesaplar, hedef aldıkları kişilere karşı herkese açık paylaşımlar yaparak hakaret suçunu ağırlaştırılmış bir biçimde işleyebilirler.
Türk Ceza Kanunu’nun 125. maddesinin dördüncü fıkrasına göre, suçun aleni olarak işlenmesi durumunda, verilecek ceza %16.67 oranında artırılır. Yargıtay, belirli bir sayı sınırı olmaksızın geniş kitlelere ulaşabilen paylaşımların aleni nitelikte olduğunu belirtmiştir.
Son zamanlarda sosyal medyada sıkça karşılaşılan olaylardan biri Atatürk ve Cumhurbaşkanına yapılan hakaretlerdir. 5816 Sayılı Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar Hakkında Kanun, Atatürk’e hakaret edilmesi durumunda 1 ila 5 yıl arasında hapis cezası öngörürken; Türk Ceza Kanunu’nun 299. maddesi, mevcut cumhurbaşkanına hakaret edilmesi durumunda 1 ila 4 yıl arasında hapis cezası öngörür. Bu suçların aleni olarak ve sosyal medya üzerinden işlenmesi durumunda verilecek ceza artırılır.
Kişinin fiziksel veya psikolojik özelliklerine atıfta bulunan ifadeler hakaret suçu oluşturabilir. Örneğin, görme engelli birine “kör” veya işitme engelli birine “sağır” demek hakaret sayılır. Sabıka kaydı olan birine “hırsızsın” veya “dolandırıcısın” demek de hakaret suçunu oluşturur. Hakaret suçu, sözlü ifadelerin yanı sıra yazılı, görsel veya jestlerle de işlenebilir. Beddua ise genellikle hakaret sayılmaz, ancak kamu görevlisine görevi nedeniyle edilen beddua Yargıtay tarafından hakaret olarak değerlendirilebilir.
Sosyal medyada yapılan uygunsuz yorumlar veya başkalarının hakaret içerikli paylaşımlarını yeniden paylaşmak da hakaret suçu oluşturabilir. Atasözleri bile bazı durumlarda hakaret suçuna konu olabilir. Ancak, şarta bağlı ifadeler genellikle hakaret suçu oluşturmaz.
Sosyal medya ve bilişim yoluyla işlenen hakaret suçları şikayete tabidir ve şikayet süresi altı aydır. Mağdurun bu süre içinde şikayetçi olmaması halinde şikayet hakkı sona erer. Türk Ceza Kanunu’nun 131. maddesine göre, kamu görevlisine görevinden dolayı işlenen suçlar hariç, tüm hakaret suçları şikayete bağlıdır. Hakaret suçları, mağdurun ölümü durumunda veya ölmüş bir kişinin hatırasına karşı işlenmişse, ölen kişinin yakınları tarafından şikayette bulunulabilir.
Sosyal medya aracılığıyla gerçekleşen hakaret suçlarına maruz kaldığınızda, olayın hemen kayıt altına alınması önemlidir. Bu, ileride verilerin silinmesi halinde delil yetersizliğiyle karşılaşmanızı önler. Türkiye Noterler Birliği’nin “e-tespit” hizmeti, bu tür durumlar için hakaret içeren içeriğin bir kopyasını almanıza ve bunu kanıt olarak kullanmanıza olanak tanır.
Hakaret suçunun takibi, şikayete bağlıdır. Şikayet, fail ve fiil belirlendikten sonra altı ay içinde yapılmalıdır. Şikayet, karakola veya savcılığa şahsen gidilerek veya dilekçe ile yapılabilir. Şikayet dilekçesine eklenmesi gerekenler:
-Hakaret içeren paylaşımın, tweetin, yorumun veya mesajın çıktısı,
-Paylaşımın URL’si (varsa),
-Hesabın ekran görüntüsü.
Bu adımlar atılmazsa, ilgili içerik silinebilir ve deliller kaybolabilir. Failin kimliğinin belirlenmesi de önemlidir, çünkü sosyal ağlar genellikle sahte hesap bilgilerini paylaşmaz. Bu, failin tespitini zorlaştırır ve bu tür davalarda en büyük sorunlardan biridir.
Hakaret suçunun zamanaşımı süresi de şikayete tabidir ve altı ay içinde şikayet edilmesi gerekir. Bu süre, mağdurun olaydan haberdar olmasıyla başlar ve paylaşım silinmediği sürece suç işlenmeye devam ettiği için süre işlemez.
Sosyal medya hesabınızın güvenliği sizin sorumluluğunuzdadır. Eğer hesabınız çalındıysa, derhal suç duyurusunda bulunmalısınız. Aksi takdirde, çalınan hesabınızla işlenen suçlar nedeniyle hakkınızda adli işlem başlatılabilir.
İsim vermeden yapılan hakaretler de cezai sorumluluk doğurabilir. Türk Ceza Kanunu’nun 126. maddesi, mağdurun ismi belirtilmese bile, hakaretin mağdura yönelik olduğu açıkça anlaşılıyorsa, suçun işlendiğini belirtir. Dolayısıyla, hakaretin muhatabı belirli veya belirlenebiliyorsa, ceza alabilirsiniz.
Hakaret suçları, uzlaştırmaya tabi suçlardır. Uzlaştırma, soruşturma aşamasında mağdur ve failin anlaşmasını sağlamak için yapılır. Taraflar anlaşabilirse, uzlaştırma raporu hazırlanır ve soruşturma sonlandırılır. Anlaşma sağlanamazsa, soruşturma devam eder ve savcılık yeterli delile ulaşırsa iddianame hazırlanır. Yeterli delil yoksa, takipsizlik kararı verilir.
Yargıtay 4. Ceza Dairesi’nin 2022/7808 3 E., 2022/14437 K. ve 07.06.2022 tarihli kararı
Somut olayda; müşteki vekilinin, şikayet dilekçesinde sosyal paylaşım sitesinde yer alan yazıyı öğrenme tarihinin 15/10/2019 olduğunu belirtmesi ve söz konusu paylaşımın 15/10/2019 tarihinden önce öğrenildiğine ilişkin dosyada herhangi bir bilgi ve belgenin bulunmaması karşısında 10/12/2019 havale tarihli şikayetin süresinde olduğu anlaşılmakla birlikte; sosyal medyada şüpheli tarafından paylaşılan kaba söz niteliğindeki sözler müştekinin onur, şeref ve saygınlığını rencide edici boyutta olmaması nedeniyle hakaret suçunun unsurlarının oluşmadığı anlaşıldığından kovuşturmaya yer olmadığına dair karar sonucu itibariyle yerinde olup, mercii tarafından verilen itirazın reddi kararı hukuka uygun bulunmuştur.
Yargıtay 4. Ceza Dairesi’nin 2022/8127 E., 2022/20066 K. ve 18.10.2022 tarihli kararı
soruşturmanın devamı halinde dahi şüpheli sosyal medya kullanıcısının açık adres ve kimlik bilgilerine ulaşılmasının teknik ve hukuki açıdan mümkün olmadığı, yeni delil elde edilmesi durumunda soruşturmanın yeniden ele alınmasının ise her zaman mümkün olduğu gerekçeleriyle kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmişse de, soruşturma dosyası kapsamında yeterli ve etkili soruşturma işlemi yapılmadan bu karar verilmiştir. CMK’nın 172/1. maddesindeki, kovuşturma olanağının bulunmaması hâllerinin somut olayda mevcut olmadığı, dolayısıyla şüphelinin tespitine yönelik olarak gerekli tüm soruşturma işlemleri yapıldıktan sonra, şüphelinin tespiti halinde iddianame düzenlenmesi, tespit edilemediği takdirde ise daimi arama kararı alınarak dava zamanaşımı süresince soruşturmaya devam edilmesi gerektiği anlaşılmakla, merciince itirazın kabulüne karar verilmesi yerine reddedilmesi hukuka aykırı görülmüştür.
Geçmez Hukuk Bürosu olarak konunun devamı niteliğinde olan ''Yargıtay Kararları Işığında: Hakaret Sayılan Kelimeler'' başlıklı makalemizi de okumanızı, sosyal medya kullanırken kelime seçimlerinizi bu makale doğrultusunda yapmanızı öneririz.
Geçmez Hukuk Bürosu