Sözleşme, iki veya daha fazla gerçek ya da tüzel kişinin karşılıklı ve birbirine uygun irade beyanları ile kurulan bir hukuki işlemdir. Sözleşmenin oluşabilmesi için tarafların belirli irade açıklamalarında bulunmaları gerekmektedir. Bu irade açıklamaları öneri (icap) ve kabul olarak ikiye ayrılır.
Öneri, sözleşmenin kurulması için ilk adımdır ve sözleşme yapma niyetinde olan tarafın karşı tarafa yönlendirdiği irade beyanıdır. Bir beyanın öneri olarak kabul edilebilmesi için, kurulmak istenen sözleşmenin tüm esaslı unsurlarını içermesi gerekmektedir. Eğer beyan, sözleşmenin esaslı unsurlarını içermiyorsa, öneriye davet niteliğinde olur.
Öneri ile öneriye davet arasındaki en önemli fark, bunları yapan kişilerin bağlı olup olmamalarıdır:
Öneri: Öneride bulunan kişi, beyanı ile bağlıdır. Karşı tarafın kabulüyle birlikte sözleşme kurulmuş olur.
Öneriye davet: Öneriye davette bulunan kişi, bu beyanıyla bağlı değildir. Karşı tarafın yanıtı üzerine sözleşmeyi yapıp yapmamakta serbesttir.
Türk Borçlar Kanunu’na göre öneri süreli ve süresiz olmak üzere ikiye ayrılmaktadır:
Öneride bulunan kişi, önerisinin kabulü için belirli bir süre öngörebilir. Bu süre içinde kabul beyanı önerene ulaşmazsa, öneren önerisiyle bağlılıktan kurtulmuş olur.
Süresiz öneride, taraflar arasında doğrudan iletişim olup olmamasına göre farklılıklar bulunmaktadır:
Hazır Olanlar Arasında: Yüz yüze, telefon veya bilgisayar aracılığıyla doğrudan yapılan öneri, hemen kabul edilmezse hükümsüz hâle gelir.
Hazır Olmayanlar Arasında: Posta veya e-posta gibi dolaylı yollarla yapılan öneri, cevabın ulaşmasının makul şekilde beklenebileceği süre boyunca önereni bağlamaya devam eder.
Burada önerinin muhataba varış süresi, muhatabın düşünme süresi ve kabulün önerene ulaşma süresi dikkate alınarak kabulün geçerliliği belirlenir.
Kabul, öneriye uygun olarak yapılan irade beyanıdır. Ancak sözleşmenin kurulabilmesi için kabulün öneri ile tam bir uyum içinde olması gerekir.
Kabul, açık bir irade beyanı ile yapılabileceği gibi bazı durumlarda örtülü (zımni) kabul yoluyla da gerçekleşebilir.
Eğer öneren, açık bir kabul beklemek zorunda değilse ve karşı taraf öneriyi uygun bir sürede reddetmemişse, sözleşme kurulmuş kabul edilir.
Örtülü kabulün en yaygın örneklerinden biri, sipariş edilen malın doğrudan gönderilmesidir. Sipariş veren tarafın önerisi, malın gönderilmesiyle örtülü olarak kabul edilmiş sayılır.
Kabul, önerinin muhatabı tarafından yapılmalıdır. Başka bir kişi kabul ederse, bu yeni bir öneri niteliğinde olur ve sözleşme kurulmuş sayılmaz.
Kabul, kayıtsız ve şartsız olmalıdır. “Evet”, “Kabul ediyorum”, “Tamam” gibi kesin ve net beyanlar içermelidir.
Sözleşmenin kurulmasına ilişkin detaylar, bir sonraki yazımızda ele alınacaktır.
Geçmez Hukuk Bürosu