Uzaklaştırma kararı, genellikle aile hukuku alanında kullanılan bir terimdir ve aile içi şiddet veya tehlike durumlarında bir kişinin diğerinden geçici olarak uzaklaştırılmasını ifade eder. Bu karar, Türk Medeni Kanunu'nun aile hukuku bölümlerinde düzenlenmiş olup, özellikle 6284 sayılı "Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun" kapsamında daha detaylı hükümlere de sahiptir.
Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun, aile içinde şiddet mağdurlarını korumayı amaçlar ve bu çerçevede mahkemelere çeşitli yetkiler tanır. Bu yetkiler arasında, şiddet uygulayan kişinin mağdur ile olan temasını geçici olarak durdurma veya belirli bir mesafe içinde bulunmasını yasaklama gibi tedbirler de yer alır.
Uzaklaştırma kararı almak için genellikle şu adımlar izlenir:
Şikâyet ve Başvuru: Mağdur, polise veya savcılığa başvurarak şikâyette bulunabilir.
Mahkemeye Başvuru: Savcılık, gerekli incelemeyi yaptıktan sonra mahkemeye başvuruda bulunabilir.
Geçici Tedbir Kararı: Mahkeme, olayın ciddiyetine göre geçici tedbir kararı alabilir. Bu kararlar arasında uzaklaştırma da yer alabilir.
Duruşma ve Kalıcı Karar: Mahkeme, duruşma düzenleyerek tarafların ifadelerini alır ve delilleri değerlendirir. Ardından kalıcı uzaklaştırma kararı verebilir.
Uygulama ve Denetim: Mahkeme kararının uygulanması için gerekli tedbirleri alır ve ihlali durumunda yaptırımlar uygulayabilir.
Uzaklaştırma kararı, mahkeme tarafından verilen bir karar olduğu için yasal bir bağlayıcılığa sahiptir ve bu karara uymayanlar hakkında yasal işlemler başlatılabilir.
Uzaklaştırma kararının süresi, mahkeme tarafından verilen kararın koşullarına, olayın ciddiyetine ve mahkemenin takdirine bağlı olarak değişebilir. Uzaklaştırma kararı genellikle geçici bir tedbir olarak alınabilir veya belirli bir süre için geçerli olabilir. Kalıcı uzaklaştırma kararları da mümkündür.
Örneğin, Türkiye'de Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun (6284 sayılı Kanun) kapsamında alınan uzaklaştırma kararları genellikle geçici olarak verilir. Bu geçici uzaklaştırma kararları genellikle 3, 7, 15 gün gibi kısa süreli olabilir. Ancak durumun ciddiyetine göre mahkeme, bu süreyi uzatabilir veya kalıcı bir uzaklaştırma kararı verebilir.
Uzaklaştırma kararı süresi, mahkeme tarafından belirlendiğinden, kararın süresiyle ilgili kesin bilgiyi mahkeme belirler. Uygulamada, mahkeme kararı sürekli izlenir ve gerektiğinde kararın süresi uzatılabilir veya kısaltılabilir. Uzaklaştırma kararı süresi, olayın özelliğine ve mahkemenin değerlendirmesine bağlı olarak değişiklik gösterebilir.
Evet, genellikle uzaklaştırma kararı almak için mahkemeye deliller sunmak önemlidir. Mahkemeler, uzaklaştırma kararı vermeden önce olayın ciddiyetini değerlendirmek amacıyla somut delillere ihtiyaç duyar. Bu deliller, şiddetin varlığını, tehlikenin boyutunu veya mağdurun güvenliğinin tehdit altında olduğunu göstermeye yönelik olabilir.
Uzaklaştırma kararı talep ederken sunulan deliller şunları içerebilir:
Tanıklıklar: Olaya tanıklık eden kişilerin ifadeleri önemli olabilir. Bu tanıklıklar, şiddetin veya tehlikenin varlığını doğrulayabilir.
Doktor Raporları: Eğer şiddet fiziksel yaralanmalara neden olduysa, sağlık raporları veya doktor beyanları sunulabilir. Bu belgeler, şiddetin etkilerini ve ciddiyetini göstermeye yardımcı olabilir.
Fotoğraflar veya Videolar: Olayın gerçekleştiği anlarda çekilmiş fotoğraflar veya videolar, mahkemeye somut delil sağlayabilir.
İfadeler ve Yazışmalar: Mağdurun veya talep eden tarafın ifadeleri, şiddetin veya tehlikenin varlığını anlatan yazışmalar veya mesajlar, mahkemeye sunulan deliller arasında yer alabilir.
Geçmiş Olaylar: Eğer benzer olaylar daha önce yaşandıysa ve bunlar belgelenmişse, geçmiş olaylara dair deliller de mahkemeye sunulabilir.
Güvenlik Kamerası Kayıtları: Olayın yaşandığı yerde güvenlik kameraları varsa, bu kayıtlar da delil olarak kullanılabilir.
Her durum farklı olduğu için, hangi delillerin kullanılacağı duruma ve ülkenin mevzuatına bağlı olarak değişebilir. Uzaklaştırma kararı talebinde bulunan tarafın, mahkemeye en güçlü delilleri sunmaya çalışması genellikle daha etkili sonuçlar doğurabilir. Bu süreçte bir hukuk profesyoneliyle iş birliği yapmak da önemli olabilir.
Uzaklaştırma kararı ihlali durumunda, cezai yaptırımlar, ülkenin mevzuatına ve mahkemenin verdiği karara bağlı olarak değişebilir. Türkiye'de, Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun (6284 sayılı Kanun) kapsamında alınan uzaklaştırma kararlarına uymama durumunda, ciddi cezai yaptırımlar söz konusu olabilir.
Uzaklaştırma kararı ihlaliyle ilgili cezai yaptırımlar şunları içerebilir:
Hapis Cezası: Uzaklaştırma kararı ihlali durumunda, mahkeme tarafından belirlenen süre içinde karara uymamak, hapis cezasına neden olabilir. Hapis cezası süresi, mahkeme kararı ve ülkenin mevzuatına göre değişebilir.
Para Cezası: Mahkeme, uzaklaştırma kararına uymama durumunda para cezası da verebilir. Bu ceza, ihlal eden tarafın ekonomik durumuna bağlı olarak belirlenebilir.
Yerine Getirme Cezası: Mahkeme, uzaklaştırma kararını ihlal eden kişiyi karara uymaya zorlamak için "yerine getirme cezası" da verebilir. Bu durumda, mahkeme kararının ihlal edilmesini önlemek amacıyla belirli şartlar ve yükümlülükler belirlenir.
Denetimli Serbestlik: Uzaklaştırma kararı ihlali durumunda, mahkeme tarafından denetimli serbestlik uygulanabilir. Bu durumda, kişi belirli bir süre boyunca belirli koşullara tabi tutulabilir.
Uzaklaştırma kararının ihlali, ciddi bir suç olarak değerlendirilebilir ve bu durumda mahkeme tarafından verilen yaptırımlar, kişinin önceki suç kaydına, ihlalin ciddiyetine ve diğer faktörlere bağlı olarak değişebilir. İhlalin türü ve şiddeti, mahkemenin vereceği cezai yaptırımları etkileyen önemli faktörler arasındadır.
Uzaklaştırma kararı alındıktan sonra, kişisel güvenlik ve mahkeme kararının etkin bir şekilde uygulanabilmesi için ek önlemler alınması önemlidir.
Bu önlemlerden bazıları:
Polise Bilgi Vermek: Uzaklaştırma kararı alan kişi, kararı uygulayabilmek adına yerel polis teşkilatına başvurmalı ve kararın bir kopyasını sağlamalıdır.
Güvenli Bir Yerde Kalma: Mağdur, uzaklaştırma kararı sonrasında güvenli bir yerde kalma konusunda önlemler almalıdır. Bu, aile üyeleri veya arkadaşlarının yanına gitmeyi veya güvenli konaklama hizmetlerinden yararlanmayı içerebilir.
Gizli Adres: Mağdur, adres bilgilerini güvence altına almalı ve mümkünse gizli tutmalıdır. Gerekirse, resmi belgelerde adres bilgilerini güncellemelidir.
İletişim Araçları: Şiddet uygulayan kişiyle olan iletişimi sınırlamak ve kontrol altında tutmak için gerekiyorsa telefon numaralarını değiştirmek veya engelleme özelliklerini kullanmak önemlidir.
Acil Durum Planı: Mağdur, bir acil durum planı hazırlamalıdır. Bu plan, şiddetle karşılaşıldığında veya kararın ihlal edildiğinde nasıl hareket edileceğini içermelidir.
Hukuki Yardım: Uzaklaştırma kararı alındıktan sonra, bir avukatla iletişim kurmak önemlidir. Avukat, mağdura hukuki destek sağlayabilir ve gerekirse başka hukuki adımlar atılmasına yardımcı olabilir.
İlgili Kuruluşlarla İletişim: Uzaklaştırma kararı alan kişi, kadın sığınma evleri, kadın hakları dernekleri ve benzeri kuruluşlarla iletişim kurarak destek alabilir.
Güvenlik Kameraları: Evin etrafına güvenlik kameraları yerleştirmek, güvenliği artırabilir ve herhangi bir olumsuz durumu kayıt altına alabilir.
Bu önlemler, uzaklaştırma kararının etkin bir şekilde uygulanması ve mağdurun güvenliğinin sağlanması amacıyla alınabilir. Ayrıca, bu süreçte bir avukatın veya uzman bir destek hizmetinin yardımına başvurmak da önemlidir. Hukuk büromuz, uzaklaştırma kararı başvurularınızda size profesyonel destek sunarak güvenliğinizi sağlamanıza yardımcı olur. Haklarınızı koruyun, biz sizinle birlikteyiz.
Geçmez Hukuk Bürosu