Makaleler

Yargı Görevi Yapanı, Bilirkişiyi veya Tanığı Etkilemeye Teşebbüs Suçu

Yargı Görevi Yapanı, Bilirkişiyi veya Tanığı Etkilemeye Teşebbüs Suçu

5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 277. Maddesi

5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 277. maddesi, adil yargılamanın sağlanması ve yargıya olan güvenin korunması amacıyla, yargı görevi yapanları, bilirkişileri veya tanıkları hukuka aykırı olarak etkilemeye teşebbüs eden kişilere ilişkin cezai yaptırımları düzenlemektedir.

Maddenin Hükmü:

  • (1) Yargı görevini icra eden kişileri etkilemeye teşebbüs edenler, iki yıldan dört yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılır. Teşebbüs iltimas derecesini geçmediği takdirde verilecek ceza altı aydan iki yıla kadar indirilir.
  • (2) İlk fıkradaki fiil başka bir suçu da oluşturuyorsa, fikri içtima hükümlerine göre verilecek ceza yarısına kadar artırılacaktır.

Korunan Hukuki Yarar

Bu suçu düzenleyen kanunun amacı, hem bireylerin hem de devlet menfaatlerinin korunmasıdır. Adil yargılama ilkesinin ihlal edilmesi, sadece bireylerin haklarını tehlikeye atmakla kalmaz; aynı zamanda toplumda yargı sistemine olan güveni sarsar.

Yargı Görevi Yapanların Tanımı

Yargı görevi yapanlar, Türk Ceza Kanunu’nun 6. maddesinin 1. fıkra d bendinde tanımlanmıştır. Bu tanım, yüksek mahkemeler, adlî, idarî ve askerî mahkemeler üye ve hakimleri, Cumhuriyet savcıları ve avukatları kapsar.

Suçun Maddi Unsuru

Maddi unsur, yargı görevi yapanlara, bilirkişilere veya tanıklara emir vermek, baskı yapmak veya hukuka aykırı olarak etkilemeye teşebbüs etmektir. Failin kim olduğu önemli değildir; bu suç herhangi bir kişi tarafından işlenebilir.

Suçun Manevi Unsuru

Suçun manevi unsuru, genel kasttır. Yani failin gerçekleştirdiği eylemin ve sonuçlarının farkında olması ve bunları istemesi gerekmektedir. Bu suçun taksirle işlenmesi mümkün değildir.

Örnek Davalar

Suçun oluşmasına örnek olarak:

  • Taraflardan birinin, diğer tarafın aleyhine sahte belge sunması,
  • Tanığın tehdit edilmesi veya engellenmesi,
  • Yargılamanın diğer tarafın aleyhine sonuçlanmasına yönelik diğer hukuka aykırı fiiller verilebilir.

Yargıtay Kararı

Yargıtay 16. Ceza Dairesi'nin kararında, sanığın mağduru telefonla arayarak ifadesini değiştirmesini istemesi durumunun, suçun oluşup oluşmadığı açısından kritik öneme sahip olduğu belirtilmiştir. Sanığın hangi tarihte aradığı, hukuki durumunun tayininde belirleyici olmalıdır. Ayrıca, TCK’nın 53/1-c maddesinde yer alan hak yoksunluğunun koşullu salıverme tarihine ve cezanın infazına dair düzenlemelerin göz önünde bulundurulması gerektiği vurgulanmıştır.

Geçmez Hukuk Bürosu

Bilgi almak için
bizimle iletişime
geçebilirsiniz.