Eski Ticaret Kanunu, anonim şirketlerin kendi paylarını herhangi bir bedel karşılığında edinmelerini kesin bir şekilde yasaklamış ve bu yasağa aykırı işlemleri hükümsüz saymıştır. Ancak, bu düzenleme anonim şirketlerin hem hukuki hem de ekonomik ihtiyaçlarını karşılayamıyordu. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (TTK) ile bu yasak hafifletilmiş ve anonim şirketlerin kendi paylarını belirli koşullar altında edinmelerine izin verilmiştir. Bu düzenlemenin Avrupa Birliği ile uyum sağlamak amacıyla reform niteliğinde olduğu ifade edilmiştir.
Anonim şirketlerin kendi paylarını iktisap etme koşulları TTK'nın 379. maddesinde belirlenmiştir. Bu maddede öngörülen şartlar şunlardır: Genel kurulun yönetim kurulunu en fazla beş yıl süreyle yetkilendirmesi, iktisap edilecek payların esas veya çıkarılmış sermayenin en fazla yüzde onunu aşmaması, iktisap sonrası şirket net aktifinin esas veya çıkarılmış sermaye ile dağıtılmasına izin verilmeyen yedek akçelerin toplamı kadar olması, pay bedellerinin tamamen ödenmiş olması, payların bir bedel karşılığında edinilmesi ve iktisap sonucunda şirketin tek bir pay sahibi olmaması. Tüm bu şartların birlikte sağlanması gerekmektedir.
Yasakların aşılması riski göz önüne alındığında, kanun koyucu TTK'nın 379/5. maddesi ile bu riskleri ortadan kaldırmıştır. Yavru şirketlerin, ana şirketin paylarını iktisap etmesi durumunda da TTK 379'da belirtilen şartlara uyması zorunludur. Çalışmamızda, anonim şirketlerin kendi paylarını iktisap etmesi özellikle yavru şirket-ana şirket ilişkisi bağlamında incelenecektir.
Yavru şirketin ana şirketin paylarını iktisap edebilmesi için öncelikle genel kurulun bu konuda karar alması ve yönetim kurulunu yetkilendirmesi gerekmektedir. Yönetim kurulu, genel kuruldan yetki almadıkça ana şirket paylarını edinemez. Yetki verilmeden yapılan işlemler, sonradan verilen yetki ile geçerli hale gelmez.
Yetki, en fazla beş yıl için verilebilir ve iktisap edilecek payların itibari değerleri ile ödenecek bedelin alt ve üst sınırları belirtilmelidir. Yönetim kurulu, payların iktisap edileceğini ve bu işlemin yasal şartlara uygun olduğunu genel kurula bildirmek zorundadır.
Genel kurul yetkilendirme kararını, esas sözleşmesinde aksi bir hüküm yoksa, TTK 418'de öngörülen toplantı ve karar nisabına uygun olarak alır. Bu çerçevede genel kurul, sermayenin en az dörtte birine sahip pay sahiplerinin veya temsilcilerinin bulunduğu toplantılarda karar alır.
TTK 408/2'de belirtilen devredilemez yetkiler arasında, ortaklığın kendi payını edinmesi konusunda yönetim kuruluna yetki verme yer almasa da, yetki vermenin genel kurulu devredilemez yetkileri arasında olduğuna, düzenlemenin lafzı ve amacı doğrultusunda ulaşılabilir.
TTK'nın 379/1 maddesine göre, bir şirket kendi paylarını esas veya çıkarılmış sermayesinin yüzde onunu aşacak şekilde ivazlı olarak edinememektedir. Bu yüzde onluk sınır, borsa veya piyasa değeri değil, payların itibari değerine dayanmaktadır. Şirket daha önce edinmiş olduğu payları da dikkate alarak, iktisap işlemi sonucunda bu sınırın aşılmaması gerekmektedir.
Yavru şirketin ana şirketin paylarını edinmesi durumunda da aynı yüzde onluk sınır geçerlidir ve hesaplamada ana şirketin malvarlığı dikkate alınmalıdır. Ancak, ortaklık esas sözleşmesi veya genel kurul yetki kararında daha düşük bir oran belirlenebilir.
Şirket, yüzde onluk orana kadar pay edindiğinde, bu payları elden çıkarmak zorunda değildir. Eğer yavru şirket, ana şirketin paylarını edinirken yüzde onluk sınırı aşarsa, ana şirket bu payları elden çıkararak veya itfa ederek sınırı tekrar sağlamalıdır.
TTK madde 379/3'e göre, iktisap edilen payların bedelleri düşüldükten sonra, kalan şirket net aktifinin, esas veya çıkarılmış sermaye ile dağıtılmasına izin verilmeyen yedek akçelerin toplamı kadar olması gerekmektedir. Bu düzenleme, sermayenin korunması ilkesini amaçlar. Yönetim kurulu, genel kurula başvururken, bu orana uygun kaynakların mevcut olduğunu ispat etmek zorundadır.
Şirketin kendi paylarını iktisap edebilmesi için, ödenecek bedellerin tamamının ödenmiş olması gerekir. Bu düzenlemenin amacı, alacaklı ve borçlu sıfatlarının birleşmesinin şirkete zarar vermesini engellemektir.
TTK'nın 338/3. maddesi uyarınca, şirket kendi paylarını iktisap edemez ve ettiremez, hatta geçici bir süre için dahi olsa. Bu maddede, payların yavru şirket veya üçüncü kişiler aracılığıyla iktisap edilemeyeceği de belirtilmiştir.
Şirket, iktisap ettiği payları belirli bir süre içinde elden çıkarmak zorunda değildir. Ayrıca, iktisap edilen paylar için yedek akçe ayırma yükümlülüğü vardır. Bu yedek akçeler, bilançoda yer alır ve bilançonun doğruluğunu sağlar.
Ana şirketin iktisap ettiği paylar ve yavru şirketin ana şirket payları, ana şirketin genel kurulunun toplantı nisabında dikkate alınmaz. Yavru şirketin iktisap ettiği paylara ait oy hakları ise geçerlidir.
Şirketin paylarını iktisap etmesi durumunda, denetçiler TTK'nın 379. maddesinde belirtilen şartların yerine getirilip getirilmediğini kontrol etmek zorundadır. Yönetim kurulu üyeleri, şirketin daha iyi bir yatırıma yönlendirilme fırsatını kaçırmışsa, zarardan sorumlu tutulabilirler.
Şirket, kendi paylarını aykırı şekilde iktisap ederse, bu paylar altı ay içinde elden çıkarılmalıdır. Aksi takdirde, paylar sermaye azaltımı yoluyla yok edilir. Kusurlu yönetim kurulu üyeleri, zararlardan sorumlu tutulur ve zarar tazmin edilmelidir.
Sonuç olarak, TTK, şirketlerin kendi paylarını sınırlı şekilde iktisap etmelerine izin vermektedir. Yavru şirketlerin ana şirket paylarını edinirken TTK 379'un öngördüğü şartlara uyması gerekmektedir. Şirketin iktisap bedelini karşılayacak miktarda yedek akçe ayırması ve TTK hükümlerine aykırı pay iktisabından doğan zararların kusurlu yönetim kurulu üyeleri tarafından tazmin edilmesi gerekmektedir.
Geçmez Hukuk Bürosu