İş Kanunu'nun 54. maddesi, yıllık ücretli izne hak kazanabilmek için gerekli çalışma süresinin hesabında, çalışanın aynı işverenin farklı işyerlerinde çalıştığı sürelerin birleştirilerek dikkate alınması gerektiğini belirtmektedir. Bu düzenleme, özellikle fasılalı çalışma koşullarına sahip çalışanlar için oldukça önemlidir. Örneğin, bir çalışan, belirli bir işverene bağlı olarak birden fazla işyerinde farklı dönemlerde çalıştıysa, bu çalışma süreleri toplamda yıllık ücretli izne hak kazanmak için gereken süreyi oluşturacaktır. Bu durumda, çalışan belirli bir işyerinde veya işyerlerinde devamlı çalışmasa da, fasılalı çalışma durumunda bile yıllık ücretli izni kullanabilmesi için gerekli süreyi tamamlamış sayılır.
Bir diğer önemli nokta ise, yıllık iznin ne zaman kullanılacağıdır. Çalışanın her bir çalışma yılına karşılık, yıllık iznini gelecek çalışma yılı içinde kullanması gerektiği İş Kanunu’nda belirtilmiştir. Bu durum, yıllık iznin, işçinin dinlenme hakkı olduğu göz önüne alındığında, işçinin sağlıklı bir şekilde çalışabilmesi için gereklidir.
Yargıtay, yıllık iznin nasıl hesaplanması gerektiğine dair önemli içtihatlar geliştirmiştir. Aşağıda, bu konuda verilmiş bir Yargıtay kararına yer verilmektedir:
Yargıtay 22. HD. 2017/24139 E., 2019/17994 K. Kararı
Bu kararda Yargıtay, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 59. maddesine atıfta bulunarak, iş sözleşmesinin herhangi bir nedenle sona ermesi durumunda, işçiye kullandırılmayan yıllık izinlerin ücret olarak ödenmesi gerektiğini ifade etmiştir. Ayrıca, Yargıtay, yıllık izin sürelerinin hesaplanmasında, işçinin aynı işverenin bir veya birden fazla işyerinde geçirdiği sürelerin birleştirilmesi gerektiğine dikkat çekmiştir. Buna göre, işçinin bir veya farklı işyerlerinde gerçekleştirdiği çalışma süreleri toplamda yıllık izne hak kazanma süresi olarak değerlendirilmelidir.
Yargıtay’ın içtihatlarında vurgulanan diğer bir konu ise, önceki çalışma dönemlerinde kullanılmayan izinlerin veya fesih nedeniyle ödenen izin ücretlerinin sonraki çalışma sürelerine eklenebileceğidir. Eğer önceki dönemde bir yıl dolmadığı için izne hak kazanılamadıysa veya izne hak kazanılan süreler kullanılmadıysa, bu süreler işçinin aynı işverene bağlı olarak çalıştığı sonraki dönemlerle birleştirilerek yıllık izin hakkı belirlenmelidir. Örneğin, bir işçi bir yılını doldurmuş ve yıllık izin hakkı kazanmış olsa da, önceki dönemde kullanmadığı izinler, sonraki çalışma dönemi ile birleştirilerek izin hakkı oluşturulabilir.
Yargıtay’ın içtihatları, yıllık iznin özde bir dinlenme hakkı olduğunu ve aralıklı olarak yapılan çalışmalarda, önceki dönemin zamanaşımına uğramadan eklenmesi gerektiğini de açıkça ortaya koymuştur. Bu durum, özellikle çalışanların yıllık izinlerini düzgün bir şekilde kullanabilmesi adına oldukça önemlidir.
İşçilerin, önceki çalışma dönemlerinde yıllık izin kullanıp kullanmadıkları ve hangi dönemlerde izin haklarını kullandıkları dikkate alınarak, toplam çalışma süresi hesaplanmalı ve bu sürelere dayanarak yıllık izin hakkı belirlenmelidir. Aynı işverene ait bir veya birden fazla işyerinde yapılan çalışmalar birleştirilerek izin hesabı yapılabilir. Ancak, önceki çalışma döneminde yıllık izin ücret olarak ödenmişse, bu sürelerin sonraki çalışma dönemlerine eklenmesi mümkün olmayacaktır.
Sonuç olarak, İş Kanunu’na ve Yargıtay’ın verdiği kararlara göre, bir işçi aynı işverene bağlı olarak farklı dönemlerde çalışmışsa, bu dönemlerdeki çalışma sürelerinin toplamı, yıllık ücretli izne hak kazanmak için gerekli süreyi oluşturacaktır. Ayrıca, yıllık izin hakkı, işçinin dinlenme hakkı olarak kabul edildiğinden, bu hak, işyerinde yapılacak izin hesaplamalarıyla doğru bir şekilde verilmelidir. Bu durum, işçinin sağlıklı bir şekilde çalışmasını ve işyerinin verimliliğini artırmasını sağlayacaktır.
Bu düzenlemeler ışığında, işverenlerin ve çalışanların hak ve yükümlülüklerini doğru şekilde yerine getirebilmeleri için, Yargıtay’ın içtihatlarına uygun hareket etmeleri son derece önemlidir. Yıllık izinlerin doğru bir şekilde hesaplanması, çalışanların çalışma hayatını düzenli ve verimli hale getirecektir.
Geçmez Hukuk Bürosu